1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Fed ve ECB’nin faiz kararları birbirine paralel artıyor

Fed ve ECB’nin faiz kararları birbirine paralel artıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Prof. Dr. Mahmut Demirbaş ABD’de 1 Haziran 2005 ve 10 Ağustos 2022 tarihleri arasındaki enflasyon oranı ve politika faizi arasındaki ilişki inceledi.

Demirbaş yaptığı incelemeyi daha önceki tarihlere götürerek; ABD 1 Ekim 2005 tarihinde enflasyon oranının yüzde 4,7 iken politika faizini yüzde 3,75 oranına 50 baz puanlık bir artış kabul edildiğini, 1 Şubat 2006 tarihinde enflasyon oranının yüzde 4 iken politika faizini 100 baz puanlık bir artışla yüzde 4,5 ve 1 Nisan 2006 tarihinde enflasyon oranının yüzde 3,4 iken politika faizini 25 baz puan arttırarak yüzde 4,75 olarak uyguladığını hatırlattı.

Demirbaş tarafından bu uygulamanın 1 Aralık 2007 tarihine kadar sürdürüldüğü ve yüzde 4,3 enflasyonun olduğu bir ortamda politika faizini 50 baz puanlık bir indirimle yüzde 4,25 olarak çekildiği aktarıldı.

Politika faizi ile enflasyon oranı arasındaki fark açılıyor

Politika faizinin yüksekliği sebebiyle türev ürünlerin ve tahvil piyasasının değer kaybetmesi sonucu gerçekleşen 2008 krizi sebebiyle politika faizini 13 Temmuz 2022 tarihine kadar yüzde 2 oranın altında bir oranda uygulandı. 11 Mart 2020 tarihinden itibaren yavaş yavaş politika faizi ile enflasyon oranı arasındaki fark açılmaya başladı ve 10 Mart 2022 tarihinde yüzde 7,9 enflasyon ve yüzde 0,25 politika faizi ile fark en geniş aralığa ulaştı.

Fed’in enflasyon hedefi yüzde 2

Eylül 2022 itibariyle ABD adına ABD Merkez Bankası (Fed) enflasyon hedefinin yüzde 2 olacağını ifade etti. Bunun için insanların acı çekeceği ifade edildi. Bu acı çekmeninde faiz artışından kaynaklanacağı ifade edildi. ABD’de geçmiş tarihi verilerinde enflasyon oranı ile politika faizini bir birine yakın tuttuğunu ve yüzde 4,75 lik politika faizinin uygulandığı görüldü. Bugün itibariyle Fed politika faizi olarak yüzde 2,5 oranını uygulandı.

“Fed, enflasyon hedefine ulaşana kadar faizi artırabilir”

Demirbaş’a göre, fakat 22 Eylül 2022 tarihinde politika faizinde agresif bir tutum gösterebilir. Bu agresif tutum ise 75 veya 100 baz puanlık bir faiz arttırımı şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu duruma dikkatli olmak ve hazırlıklı olmak gerekir. Fed enflasyon oranı ile politika faizini eşitleme amacını gerçekleştirinceye kadar politika faizini arttırabilir. Yılbaşına kadar toplamda 150 baz puanlık bir politika faizi ile karşılaşabilir.

Ayrıca ABD cari açığına neden olan emtia fiyatlarının ucuzlamasını amaçlayacak ve aynı zamanda tahvil borçlarını daha ucuza satın almak isteyecektir.

Emtia fiyatları düştü

Nihayetinde yüzde 2,5 oranında politika 13 Temmuz 2022 tarihinden itibaren enflasyon oranını yüzde 9,1 den yüzde 8,5 oranına indirdi. Son bir aylık zaman diliminde ise 29 Eylül 2022 tarihinde beklenen faiz artışı sebebiyle emtia fiyatlarında düşüşler gerçekleşti.

Altın kayba uğradı

2022 yılının tavan değeri olan altın ons bazında 1983,35 dolardan 1669,35 dolara geriledi ve tavan değerden yüzde 15,83 oranında değer kaybetti. Aylık bazda yüzde 3,86 oranında değer kaybeden altının yıllık bazda kaybı yüzde 4,99 oranında oldu.

Fed’in politika faizi yüzde 4 oldu

2 Kasım 2022 tarihinde Fed 75 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 4 seviyesine taşıdı.

“Aralıkta Fed’in faiz artışı 75 baz puanı aşabilir”

Demirbaş’a göre, Fed aralık toplantısında ise 1 Nisan 2006 tarihinde en son gördüğümüz yüzde 4,75 seviyesine çıkarabilir ve hatta üzerine de çıkabilir. Çünkü 75 baz puanlık  2 Kasım 2022 tarihli artışın küresel emtia fiyatlarında istenilen artışı yaratmadığını görebilir ve agresif bir tutum içinde olabilecektir.

Amacı grafikteki enflasyon ve politika faizi önce birbirine eşit kılmak ve sonrasında enflasyonda düşüş sonrasında negatif reel faizden kurtulmaktır.  Bu durum sadece faiz oranları ile değil aynı zamanda küresel piyasalardaki emtia fiyatlarını belirli seviyede tutabilmekle mümkündür. Rezerv paranın dolaşım hızının arttırılması veya en azından yavaşlamamasını temin etmekte Fed yönetiminin üzerinde önemle durması gereken konuların başında yer almaktadır.

Tahvillerde değer kaybı

Fakat bu süreç de tahviller negatif getiri sağlayacak ve değer kaybına uğratacaktır. Tahvillerdeki değer kayıpları ve artan yabancı para maliyetleri piyasada faiz oranlarını arttıracak ve bu artan faiz oranları likidite krizine neden olabilecektir.

ECB’nin tavrı

Avrupa Merkez Bankası (ECB) 27 Ekim 2022 tarihinde almış olduğu kararda, politika faizini yüzde 2 seviyesine yükseltmiştir. Yükseltmeye de devam edecektir. Politika faizi haricinde sıkılaştırma politikalarını yoğun bir şekilde uygulamaya almaktadır.

“Faizleri daha da arttıracağız”

ECB Başkanı Christine Lagarde, “Veriye bağlıyız ve her toplantıda ayrı ayrı kararlar alıyoruz.  Enerji yüzde 38 oranla enflasyonun en önemli sebebidir. Ayrıca yüksek harcama ve üretim açığı, gaz tedarikinden kaynaklı üretimdeki küçülme, enflasyonu yukarı yönlü yapıyor. Küresel talep de daralma öngörülüyor, belirsizlikler devam ediyor, tüketici güvenin de azalma meydana geliyor, istihdama daralmanın etkisi olacaktır, bu faiz artışı işsizlikte biraz artışa neden olabilir. Avrupa Merkez Bankası olarak negatif faizden çıkma kararı aldık. Önden yüklemeli hareket gerektirdi. Faizleri daha da arttıracağız. Her toplantıda ayrı ayrı karar alacağız. İcra kurulu etkili bir görüşme içinde bulunmaktadır.

Sıfır  nötr değildir. Şu an olduğumuz yerde nötr değildir. Önden yükleme gerekiyor. Birkaç toplantı daha faiz artışı gerekiyor ve oraya göre yol alıyoruz.

Döviz kuru hedeflemesi yapmıyoruz, Euro’nun değer kaybının farkındayız, dolar karşısında yüzde12 nominal, efektif olarak da yüzde 4 kayba uğradık, bu durumun ekonomiye etkilerinin olduğunun farkındayız fakat bir hedefleme yapmayacağız. Enflasyon da 2022 yılı yüzde 8,1, 2023 yılı  yüzde 5,5 ve 2024 yılı için yüzde 2,3, büyüme için ise 2022 için  yüzde 3,1, 2023 için  yüzde 0,9, 2024 için yüzde 1,9 projeksiyon hedefimiz var.

2023’ün ilk çeyreğinde negatif büyüme bekliyoruz

Aşağı yönlü senaryolarımız da, büyüme olarak 2022 için yüzde 2,9, 2023 için – yüzde 0,9 ve 2024 için yüzde 1,9 şeklinde mevcuttur. 2023 yılı ilk çeyreğinde baz yönlü olmak üzere negatif büyüme öngörüyoruz. Rus gazının tamamen kısılması ihtimali var ve tüm Euro bölgesi etkileniyor.” şeklinde açıklama yaptı.

AB’de enflasyon yüzde 9,9 oldu

Eylül 2022 tarihindeki yüzde 9,9 seviyesinin üzerinde bir gerçekleşti. Enflasyon bileşenlerinin içinde Eylül 2022 tarihinde yüzde 40,7 olan enerji fiyatlarının etkisi Ekim 2022 tarihindeki enflasyon içerisinde yüzde 41,9 seviyesinde oldu.

Bu durum bize enerji fiyatlarındaki artışların küresel enflasyona önemli oranda etki ettiğini gösterdi.

Ekim enflasyonu içerisinde aylık baz da en fazla artış yüzde 4 ile İtalya’da gerçekleşirken Belçika yüzde 2,7 aylık enflasyon ile ikinci sırayı aldı. Özellikle Almanya’da Ekim ayı enflasyonu yüzde aylık yüzde 1,1 olarak gerçekleşti ve yıllık olarak 10,9’dan yüzde 11,6 seviyesine yükseldi. En fazla yıllık enflasyon yüzde 22,4 ile Estonya’da tespit edildi.

“Avrupa’nın enflasyonla mücadelesi daha zor”

Demirbaş’a göre, Avrupa’da görülen öncelikle enerji maliyet artışlarından kaynaklanan enflasyon ile harcama kaynaklı talep enflasyonun bir arada görülmesi, Avrupa’da farklı gelişmiş seviyesine sahip olması, kültürel farklılıkların olması, karar alma mekanizmasının yavaş olması gibi sebeplerle de Avrupa’nın enflasyonla mücadelesinin çok daha zor olduğunu ortaya kondu.

Avrupa için tek olumlu gelişme

Avrupa için tek olumlu gelişme 2021 Eylül ayında yüzde 7,3 olan işsizlik oranının Eylül 2022 verilerine göre yüzde 6,6 olarak gerçekleşmesi ve yıllık bazda yüzde 0,7 oranındaki azalmanın görülmesi oldu.

“Küresel emtia fiyatları kritik önem taşıyor”

Demirbaş, Lagarde’ın da ifade ettiği gibi küresel talepteki daralma ve belirsizlikler, rezerv para olarak ifade edilen doların dolaşım hızını azalttığını belirterek konu hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Bu sebepten dolayı, Fed rezerv paranın dolaşım hızının aynı kalmasını temin etmek için dahi politika faiz oranlarının daha da yukarı yönlü olmasını tesis edebilir ve edecektir. Uluslararası alanda söz sahibi olan BM veya IMF gibi kuruluşlar bu faiz artışlarının durmasını ve paranın maliyetinin artmamasını arzulayabilirler, tavsiye edebilirler ve hatta yanlış da bulabilirler. Fakat bu kurumlar küresel emtia fiyatlarında meydana gelen enflasyonun ve öngörülemeyen fiyat politikalarının nasıl giderileceğinin yolunu göstermeden söylediklerinin etkinliği söz konusu olmayacaktır.”

Fed ve ECB’nin faiz kararları birbirine paralel artıyor
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir